Sel risk endeksinin belirlenmesi: Yeşilırmak havzası örneği

Fen Bilimleri Enstitüsü, Geomatik Mühendisliği Programı, İTÜ

Sel risk endeksinin belirlenmesi: Yeşilırmak havzası örneği

Ezgi Nur Menteş; Şinasi Kaya, 2019

Özet: İnsan etkisi olarak hızlı nüfus artışı, sanayileşme, kentleşme, yanlış arazi kullanımı, doğal kaynakların hızlı ve bilinçsiz şekilde tüketilmesi sonucunda oluşan doğal afetler, toplumun sosyo-ekonomik ve kültürel etkinliklerini olumsuz yönde etkileyen, önemli ölçüde can ve mal kaybına neden olan kısmen ya da tamamen doğal etkenlerin neden olduğu doğal tehlikelerle ortaya çıkan olaylardır. Sel yönetim planlamaları genellikle öncelikli olarak fiziksel zarar ve yapısal önlemlere odaklanır. Böyle bir yaklaşımın gerekli olmasının yanında yetkin önlemlerin ve planlama kararlarının alınması ve uygulanmasını sağlayabilmek için daha birçok bilgi gereklidir. Özellikle sel yönetim planları açısından önemli olan sel risk haritalarının üretilmesinde, sel havzasının su altında kalma ihtimali yüksek olan yerlerde kalan varlıkların fiziksel zarar görebilirlikleri (savunmasızlıkları) ile nüfusun sosyo-demografik ve sosyo-ekonomik durumunun risk arttırıcı yönünün değerlendirilmesi, sel riskinin gerçeğe en yakın doğrulukta tahmin edilmesini sağlayacaktır. Belirli bir bölgedeki sellerin neden olduğu hasar derecesi, nüfus ve varlıkların yoğunluğu, arazi kullanımı, altyapı geliştirme ve bilgi iletiminin hızı gibi birçok doğal ve sosyo-ekonomik faktöre bağlıdır. Bu faktörler ve sel riski arasındaki ilişkiler tam olarak araştırılmamıştır. Bu çalışmada çeşitli doğal ve sosyo-ekonomik faktörlerden sel riskini ölçmek, sel riskinin nüfus, iklim ve arazi kullanım koşullarındaki değişikliklere karşılık nasıl değişeceği değerlendirildi. Sellerin zarar verip vermeyeceği konusunda nüfus ve varlıkların yoğunlaşması, arazi eğimi ve kullanımı, arsa ve barajlar gibi sosyal altyapının iyileştirilmesi, bilgi aktarım hızı ve uyarı sisteminin geliştirilmesi gibi birçok doğal ve sosyal faktör söz konusudur. Bu çeşitli faktörler ile “sel riski” arasındaki ilişkiyi “sel oluşumunun neden olabileceği zarar” anlamında göstermek için sel riski küresel olarak endekslendi ve nicel olarak hesaplandı. Afet yönetimi, afetin etkilerini en düşük seviyeye indirmek için zarar görebilirlik ve tehlikelerin azaltılmasına odaklanmaktadır. Farklı coğrafi konumların yanı sıra bir topluluktaki farklı popülasyonlar, güvensiz koşulları oluşturan çok farklı zarar görebilirlik seviyelerine sahiptir yani afete açıklık hem fiziksel hem de sosyal ortamlardan etkilendiğinden, zarar görebilirlik eşit olarak dağıtılamaz. Bunun için birçok model önerilmiş olsa da uygulamada en yaygın olarak kullanılan PAR Model kabul edildi. Uygulamada kullanılan diğer bir yöntem ise bilgi içindeki belirsizliğin ölçülmesi amacıyla olasılık teorisinden faydalanılarak geliştirilen entropi yöntemidir. CBS ile entegre edilebilen birçok “Çok Kriterli Karar Verme” yöntemi bulunmaktadır. Hasar verileri için, 2000’den 2015’e kadar T.C Tarım ve Orman Bakanlığı’nda bulunan mevcut veriler alındı. Tehlike, zarar görebilirlik, karşı önlemler ve maruziyet için aday veriler, zamansal ve mekansal ölçeklerle uyumlu bir şekilde 2000-2015 çalışma dönemi için çeşitli kaynaklardan Türkiye bazında toplandı. Toplanan veriler havza alanı ve nüfusu ile orantılı olarak Yeşilırmak Havzasına indirgendi. Belirtilen yıllar arasında bulunamayan parametre değerleri bulunan mevcut yıllara göre ortalama olarak hesaplandı. Yeşilırmak Havzası Taşkın Yönetim Planı verilerine göre 2000, 2001, 2005, 2006, 2007, 2012 sel yıllarına ait endeks hesaplamaları yapıldı. Alt göstergeler gruplanırken AWDO dan yararlanılarak, ekonomi, sağlık, bitki örtüsü, nüfus, nehir gibi çok çeşitli özellikleri kapsayan bir grup parametre arasından küresel mevcudiyetlerine ve veri tutarlılıklarına göre seçildi. Türkiye şartlarında uzun dönem verilere ulaşma imkanı kısıtlı olduğundan veriler, BM veritabanları gibi nispeten daha güvenilir kaynaklardan elde edilmiş olup, sel hasar verileri ile aynı dönemde GSYH, nüfus ve orman örtüsü gibi zamana bağlı değişen parametreler için en yaygın olarak kullanılan sıklıkta yıllık olarak toplandı. Toplanan parametre değerleri arasındaki korelasyon, hasar miktarına bağlı olarak hesaplandı, yüksek korelasyonlu olan veriler endeks hesabına dahil edildi. Korelasyondan elenmeyen parametreler çoklu kriter analizi olan entropi yöntemiyle ağırlıklandırılmış olup, sel hasarına etkileri belirlendi. Basınç ve salınım modeline dayanarak hesaplanan sel risk endeksi, Yeşilırmak Havzası Sel Risk Endeksi (Y-SRE) olarak adlandırıldı. Uygulama sonucu Y-SRE radar grafikleri incelendiğinde en fazla değişimi yumuşak karşı çıkma önlem endeksi gösterdi. 2000 yılından 2012 yılına kadar havzada artan eğitim faaliyetleri, sağlık harcalamaları, iletişim araçlarına erişim imkanlarının Y-SRE’ni azaltmıştır. Diğer endeksler incelendiğinde yıllar arasında Y-SRE’yi etkileyecek büyüklükte bir değişiklik olmadığı, endeks değerlerinin birbirine çok yakın çıktığı görüldü. Ayrıca, 5 ana endeksin sel risk endeksi ile korelasyonuna bakıldığında, tehlike, maruziyet, zarar görebilirlik endeksleri ile pozitif yönde korelasyonluyken karşı çıkma önlemleriyle negatif yönde korelasyonlu olduğu görüldü. Sonuç olarak bu çalışmada, yalnızca doğrudan sel oluşumuna katkıda bulunan tehlike parametrelerinin (yağışlardaki artış) değil, aynı zamanda konut ve sosyal özellikleri de dahil olmak üzere selin meydana geldiği bölgenin koşullarını yansıtan zarar görebilirlik, maruziyet ve karşı önlem parametrelerinin de sel hasarını etkilediği sayısal olarak gösterildi.

Tez No: 569750

İlginizi Çekebilir

Vessel Detection From Very High-Resolution Satellite Images With Deep Learning Methods

İletişim Sistemleri Anabilim Dalı, Uydu Haberleşmesi ve Uzaktan Algılama Programı, İTÜ Vessel Detection From Very …

UHUZAM